Magnetlilere Sorduk: RePG Enerji
“Magnetlilere Sorduk” röportaj serimizden herkese merhaba! İTÜ Magnet firmalarımıza yer verdiğimiz röportaj serimizin konuğu; yenilenebilir, temiz, sürdürülebilir ve yönetilebilir enerji sağlayıcısı olmak için çalışmalarını sürdüren RePG Enerji. Sorularımızı, firmanın Kurucu Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Ayartürk yanıtladı.
Kendinizi ve girişiminizi tanıtır mısınız?
Merhaba, ben Hasan Ayartürk. Sakarya Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden 1999 senesinde mezun olduktan sonra Federal Elektrik, Vestel, Bosch ve Siemens Group, Tofaş gibi kurumsal şirketlerde çalışarak 20 yıllık Ar-Ge tecrübesi elde ettim. RePG Enerji olarak, 2015 yılında Türkiye çapında yapılan Proje Pazarı yarışmalarına katılarak İTÜ Çekirdek’e girmeye hak kazandık. İTÜ Çekirdek tarafından verilen eğitim ve destekler ile İTÜ Çekirdek Big Bang Start-Up Challenge Yarışması’nda finansal ödül ve TÜBİTAK 1507 BİGG desteği alarak limited şirketi olarak kurulduk. İTÜ Çekirdek yatırımcı buluşmaları faaliyetleri sayesinde ise TRAngels Melek Yatırım Ağı ile yatırım anlaşması yaparak prototip çalışmalarına başladık. İstanbul Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Akışkanlar Mekaniği Anabilim dalı hocalarının bilimsel çalışmaları sonucundaki tarafsız gözlemci raporu ile ilk prototipi tamamladık.
2017 yılında bireysel yatırımcılardan ikinci yatırımımızı alarak anonim şirkete dönüştük ve böylece ilk ticari ürünlerini üretmeye başladık. İlk saha uygulamalarını Sivas, Ankara, Denizli, İzmir, Bodrum, İstanbul gibi birçok şehirde yaptık ve halen yeni uygulamalarımıza devam ediyoruz. 2021 senesinde Lisanssız Elektrik Üretimi kapsamında Tedaş, Çamlıbel gibi kurumlardan onay alarak ilk devreye alma çalışmalarını tamamladık. Bugün itibari ile 25+ personelimiz, İTÜ Magnet’te bulunan ana şubemiz, 2 farklı Teknokent’te bulunan şubelerimiz, Bursa Çalı Sanayi bölgesindeki üretim fabrikamız ve Ar-Ge çalışmalarımızın devam ettiği Ar-Ge Direktörlüğü ile faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.
“Üniversite dönemindeki akademik çalışmalar sonrasında sektörel deneyimle birlikte girişimciliğe adım attım.”
RePG Enerji’yi kurmanızda ne etkili oldu, fikrinizin çıkış noktası nedir?
Üniversite hayatım boyunca yenilenebilir enerji kaynakları üzerinde çalıştım ve sektörde geçirdiğim 20 yıl boyunca teorik çalışmaları devam ettirdim. 2012 yılında, kariyerime Tofaş’ta devam ederken şirket desteği ile ilk fiziksel çalışmalarımı yürüttüm. Çalışmaların pozitif ilerlemesi, proje pazarı yarışmasındaki başarılar ve TÜBİTAK finans desteği ile RePG Enerji şirketini kurdum.
“Dünya çağında bu ürünleri üreten sayılı firmalardan bir tanesiyiz.”
Sizi rakiplerinizden ayıran en temel özellik nedir?
RePG Enerji olarak, ürünlerimizin büyük bir kısmının karşılığı pazarda bulunmuyor. Dünyada RePG ürünlerine benzer olarak üretilen ürünlerin üretimi ise Türkiye’de yapılmıyor. GW seviyelerindeki kapasitelerde düşük ısıları (50-60⁰C’deki jeotermal ısılar, düşük sıcaklıktaki baca ısıları, yoğuşmalı kazan ısıları) elektriğe dönüştürecek fizibıl bir teknoloji olmadığı için rakipsiz olarak son derece avantajlı bir şekilde yolumuza devam ediyoruz. Ürünlerimiz, %90’nın üzerinde yerli üretim imkânı, 2 yılda kendini geri ödemesi ve maliyetinin düşük olması sebebiyle atık ısılardan elektrik üreten sistemlerle kıyaslandığında diğer yenilenebilir enerji kaynakları pazarında, öne çıkıyor.
RePG Enerji’nin öne çıkan noktası sizce nedir?
RePG Enerji’nin vizyonunu da oluşturan parametreler olan öne çıkan noktaları yenilikçilik, Ar-Ge ve inovasyona dayalı rekabettir. Aynı zamanda fikri ve sınai haklarına oldukça öncelik tanıdığımız için 25+ patent başvurusu ile Türkiye’de girişimcilik alanında patent başvuru sayısı ile ilk sıradayız.
“Ekibimi, eksik konularda koçluk yaparak; kendimi ise sektörü ve yurt dışındaki gündemi takip ederek geliştirmeye özen gösteriyorum.”
Ekibinizi ve kendinizi geliştirmek için nasıl bir yol izliyorsunuz?
Ekibimize sağladığımız teknik ve akademik eğitimler ile yenilikleri yakından takip edebiliyoruz. Böylece Ar-Ge çalışmalarında oldukça başarı elde ediyoruz. Ekibimdeki kişiler özelinde en çok önem verdiği nokta, araştırmacı bir ruha sahip olması; devam eden Ar-Ge faaliyetlerinde yapılan hatalardan edinilen tecrübeler ile daha güçlü çalışmalar yaparak inovasyona sürekli katkıda bulunmasıdır. Diğer yandan, Eksik konularda ekibime koçluk yaparak pozitif ilerlemeye katkıda bulunmaya gayret ediyorum. Ayrıca; termodinamik, mekanik ve teknik çalışmaları akademisyenlerin sağladığı eğitimler, güncel makaleler, yayınlar, haberler ile sürekli güçlendirerek yenilikleri takip etmeye özen gösteriyorum. Yurt dışı tecrübelerinin kattığı network ile de sürekli iletişimde kalarak farklı coğrafyalardaki uygulamalı gelişmeleri de yakından takip edebiliyorum.
Günlük okumalarınızı hangi platformlar üzerinden yapıyorsunuz?
Günlük okumalarımı basılı bilimsel içerikli kitaplar, Elsevier ve ScienceDirect bilimsel makale platformları üzerinden yapıyorum.
Sizce bir girişimcide olması gereken en önemli özellik nedir?
Bir girişimcide olması gereken önemli özellikler cesaret, yenilikçi düşünme, sorunlar karşısında dayanıklılık-soğukkanlılık-çözümcü olmaktır diye düşünüyorum.
“Yatırımcılar projeye ya da fikre değil girişimcinin kendisine yatırım yapar.”
Yatırımcı neden sizin girişiminize yatırım yapmalı?
Yatırımcıların çok kullandığı bir söz vardır: “Biz projeye fikre değil girişimciye yatırım yaparız.” Çünkü her fikir değişebilir, uygulanamayabilir veya sorunlarla karşılaşılabilir. Her 100 fikrin 1 tanesi ticari hayata geçirilirse o ekosistem başarılı bir ekosistem olur. Önemli olan karşılaşılan problemleri çözmek, gerekirse fikri değiştirmek, fikri ürünleştirirken güncel pazar koşullarına göre adaptasyon sağlayabilmektir. İşte bu aşamada girişimcinin teknik bilgisi, tecrübesi, yenilikçi olmasının büyük önem arz ettiğini düşünüyorum.